KARAYIM TÜRKLERÍ

KARAYIM TÜRKLERÍ

Önsöz

Karaylar, Karayı(m) –(m);Hebreus dilinde çokluk bildirir. Bu topluluk kendisini Qaray diye anmaktadır. Bu Türk toplumu kendilerinin Yahudi isenişinden (inancından) olduğunu ileri sürmektedir. Yahudi işenişlerinide yaşattıkları görülmektedir. Karaylar çoğunlukta Litvanya’da Troki ile Poniewiez, Ukrayna’da Luck ile Halicz, Kırım’da Evpatoria balıklarında (şehir) yaşamaktadırlar. Ana dilini konuşanların sayısı 6.000 le 10.000 kişi arasındadır. Karaylar din alanında öğrenimlerinide Hebreus dilinde yapmaktadırlar. 20. yüzyılda da Rus tamgaları ile yazı yazmaya başladılar.

1.         Litvanya KARAYI(M)  TÜRKLERÍ TANITILIYOR

Litvanya’da yaşayan Karay Türkleri ingilizce dilinde uluslararası yayın yapan “DISKOVIRY” uzak göstericide tanıtıldılar.

Türkiye Türkleri’nin Müslüman olmayan Türkler’e karşı ilgileri az olduğu gibi böylesi YAHUDİ olmuş Türklere karşı ilgileri söz konusu olmamaktadır.

Verilen bilgilere göre, Litvanya’da yaşayan Karaylar, kendi yaşam biçimlerini korumuşlar, dillerini yaşatabilmişlerdir. İçinde bulundukları toplumla birlikte gelişmelerini sürdürebilmişlerdir. Gençleri eğitimlerini yapabilmişler, yaşlıları da öz törelerini koruyabilmişlerdir.

Yemekleri, Altay ile Kazak, Kırgız Türkleri’nin yemeklerine benzemektedir. Bavırsak / bişi, orama, mantı benzeri yemekleri buduncu yemekleri sayılmaktadır.

Eylenceleri, oyunları. türküleri olduğu gibi yaşatılmış. Büyükler le küçüklerin ilişkileri, ev içi yaşam, kişilerin tutumları korunmuştur.

Görünümler sürdükçe Karaylar, Türkçe kendi keyindikleri (kültür), kendi dilleri ile ilgili türkülerini dile getirmekte idiler. Giyimleride yine Sibir’de yaşayan Türkler’e uygunluk taşımakta idi.

Karay Türkleri, müslüman değildirler, ancak kendi Türk yaşam biçimlerini koruyabilmişlerdir. Dillerini de koruyabilmişlerdir.

Sibir yakasının Türkleri gibi balıkçılık onlarında geçim kaynaklarindan birisidir.

1.2       KARAY / KARAY I(M) TÜRKLERİ

Kıpçak tohumlarından birisidir. Onlar kendilerini Karaylar deye anıyorlar. Bilimciler, bu Türk dalını Hazar Kaanlığı’nın gözetiminde bulunmuş Türkler’in süreği olarak dile getiriyorlar.

Dilleri Türkçe’nin kıpçak dalına yatmaktadır. Bu dili konuşmakta olan Karaylar topluca bir yerde yaşamadıkları için,  kimliklerini korumada güçlük çekmektedirler.

Karaylar, Litvanya, Ukrayna’ nın Odessa ile Bolın bölgelerinde yaşamaktadırlar. Kırım Yarı bağımsız Eli ile Polonya’ da yaşamaktadırlar.

397 Litvanyali Kinyaz Vitovt, bu Hazar Türkleri’ni kıyılarını (sınır) korutmak için çağırmıştır.1408-1411 yıllarında Ukrayna’ ya da bu amaçla götütürülmüşlerdir. Bu nedenlede Karaylar’ın dili üç dala ayrılır. Kırım’da yaşayan Karaylar’ın dili Kırım Tatarları’nın diline yakınlaşmıştır. Yaşam bicimleride Kırım Tatarları’nın uygarlığına yakınlaşmıştır.

Litvanya’ da yaşayanlarıda Litvanya toplumuna ayak uydurmakla birlikte öz dilleri ile keyindiklerini (kültür) koruyabilmişlerdir. Kırım Ruslar’ın yönetimine geçince Karaylar deniz kıyısına yerleştiler. Burada özellikle balıkçılık, ekim-dikim işleri ile uğraşmaktadırlar. Özellikle üzüm yetistirmekle birde el işleri ile uğraşmaktadırlar.

Bu güne deyin Karay dili için bir tek öğrenim yeri açılmamış, bir tek biçik (kitap) bastırılmamıştır.[1]

Karaylar’ın eylence yada ulusluk oyunlarına bakınca onların Kazar elinin bir süreği olduğunu anlayabiliriz.

Bu nedenlede 1970 yılında Ruslar’ ın yaptıkları sayıma göre altı bin (6.000) olarak belirlenen Karaylar, bundan dokuz (9) yıl sonrası 3341 olarak görüldüler. 1989 yılı sayımında ise 2803 olarak yazılmış idi. Rus yetkililerine göre, bunların yüzde onu (10)’u ana dillerini bilmekte idi.

Yalnız bakınız, 1840 yılından başlamak üzere din biçikleri yayınlanmıştır. Bunlar eski Hebreus, Orus (Rus) ile Latin dillerinde olmuştur.

Ruslar, bu Türk ulusunun dilini tam takır yok etmeyi nerede ise başarmışlardır. Ev içinde kullanılır yada yaşlılar arasında kullanılır duruma getirebilmişlerdir. Ancak 1991′ den sonra Karaylar yavaş yavaş öz dillerini dilden dile çocuklarına öğretmeye başlamışlardır. Çok Karaylar ise SİNAGOG’da Karay dilinde dua etmektedirler.

Bu dil üzerine araştırma yapan kişi bir Kazak Türkü olan Keŋesbay Musaev’dir.[2] Karay dili gerek tabış/ses, gerek söz yapılışı, gerekse ermek (cümle) yapısı olarak Kazak Türkcesi’ne uymaktadır.

DİNLERİ: Yuda dininin bir budağı olan KARAYIMCILIK’a işeniyorlar (inanıyorlar)

DİL ÖZELLIKLERİ: Karay Türkçesi, Kazak, Kırgız yada Karaçay Türkçeleri ile karşılaştırılabilir. Karay Türkçesi le söylenen türküler yada ezgilerde Kıpçak Türkçesi’ni bilenler için, yüzde yüz anlaşılabilir.

Karay Türkçesi’ ne en çok etki eden diller, Polonya, Litvanya, Orıs (Rus), Ukrayna, Ak Orıs, Yunan, İtalyan dilleridir. Bu dillerden sözler Karayca’ya girmiştir. Sözün üyelerinde (hece) Slav dilinin etkisi görülür.

KEYİNDİK: Karaylar’ın gülmeleri, oynamaları, eylenceleri, üzüntüleri, erlikleri, kızgınlıkları, kılıkları (davranış), kişiden kişiye ilişkileri, geçim biçimleri, yemek yapma, yemek biçimleri, geçmişteki saldırma yada kendilerini koruma biçimleri, ertekleri (hikaye), ezgileri, türküleri, aŋız (roman), kuçın, evlenme, tüükilerini (tarih) anlatış biçimleri de Kazak, Kirgız, Karaçay la başka Kıpçaklar la birdir.

 

2.         KIRIMÇAKLAR:

Kırım Türkleri, Karay Türkleri’ni sayıları az yahudiler diye dile alırlar. Karaylar dağınık olarak çoğunlukta balıklarda (şehir) yaşarlar.

Çoğunlukta Kafkasya’nın Novarassiysk, Sukumi balıklarında (şehir) yaşarlar. Bu güne deyinde Kırım Tatarı dilinde söyleşerek yaşamlarını sürdürdüler. Ruslar’ın Ruslaştırma çabalarından sonra Rusça bu kesimde konuşma dili olarak yer aldı. Ruslar’ın arasında az sayıda kaldıkları için Ruslaşma bir dönemde bu kesim içinde etkili oldu. 1991 den sonra ise bu kesimde yeniden Türk keyindiğine (kültür) yönelme başladı. Bu ulus Yahudi dilini eskiden dilinde yaşatmış olsalarda, son yıllarda Yudey-Tallizddist dini de bu ulus arasında etkisini yitirdi.

3.         URIMLAR: 70 bine yakın ulusta Urım Tatar dilini söyleşir. Türkçe’nin Kıpçak budağında bir dildir. Bu ulusun dili üzerinde araştırma yapılmamıştır. XVIII yüzyılın ortasından beri Kırım’ın deniz yakasında birde ormanlık az ulusun olduğu yerlerde yaşarlar idi. Bunlar KIRIM TATAR DİLİNİ benimsemiş olan kesimdir.[3] Bunları Grek Tatarları diye anmaktadırlar. Ruslar bu ulusuda XVII yüzyılın sonunda yerlerinden başka bölgelere sürerek, Ukrayna yada Ruslar’ın arasında yok olmalarını istediler. Bu kesim yaşamını sürdürebilmek için gerek Rus gerekse Ukraynalılar’a ayak uydurarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir.

4.       URUZGAN KARAYIM TÜRKLERÍ /

HAZARA AYMAĞI:

Hazara Türkleri,

Hazaralar geçmişten günümüze deyin müslüman Pathaanlar’ın korkunç baskıları altında kul olarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir.

Hazaralar Afganeli’nin Orta bölgesinde, Afganeli başbalığı Kabul’dan 200 km uzaklıkta

yaşamaktadırlar. Yüksek yüksek dağların arasında, yemyeşil ağaçlıkları, dağların yamaçlarında, Talibanlar’ın bombalamaları ile yıkık-yumuk durumda olan 1700 yıl eski Buda tapanakları, 2001 yılında ŞERİATÇI Talibanlarca yıkılıp-dağıtılmıştır.

Afganeli’nin en yoksul en bakımsız üstelik elektriği, suyu ile yolu olmayan bir bölgedir. Buda tapanaklarının yıkıntıları arasında yaşamlarını sürdüren bir kısım Hazara ekim-dikim yapacak bir yer alamamaktadırlar. Dörtyüzbin kişi için iki ağrıevi (hastane) bulunmaktadır.

Kişiler içme sularını sırtlarında akarsulardan taşımaktadırlar. Bu bölgede doğru işleyen bir eğitim düzenide yoktur.

Hazaralar, Şii olarak tanınmaktadırlar. Hazaralar’ın dış görünümleride Afganlılar’dan ayrılmaktadır. Çoğunlukta Orta –Asya Türkleri’ne benzerler, kendilerinide 13. yüzyılda Afganeli’ni yönetmiş olan Çengiz kaan’ın budunundan  saymaktadırlar.    Kabul’u elinde tutan Müslüman Sunni yönetim bu bölgeyi unutmuş görünmektedir.

Hazara Türkleri, kendi kimliklerini açığa vuramamaktadırlar. Sürekli olarak PATHAAN ların baskıları altında yaşamışlardır. Yirminci yüzyılda Afganeli’nde kişi çoğunluğunu ellerinde bulunduran müslüman Pathaanlar Hazara Türkleri’ni köle olarak kullanmaktadırlar. 25 milyon olan Afganeli’nde % 15 Hazara’s % 40 Pathaan lar yaşamaktadır.

Bamiyan, Ghor ile Uruzgan illeri Hazar Aymağını oluştururlar. Çoğunluğu, sırt taşımacılığı, ekmek yapımcılığı yapmaktadırlar. Kadınlar da çoğunlukta halı dokuyarak geçimlerini sağlamaktadırlar.

Afganeli Talibanları ile Şeriatçı kesimlere göre Hazaralar, eski inançlarını bırakmamış olan “kafir”lerdendir.

Talibanlar’ın yönetime gelmeleri ile birlikte sürekli olarak öldürülen Hazaralar, 2001 yılında Talibanlar’ın yönetimi yitirmeleri ile birlikte yokedilme korkularından kurtulabilmişlerdir.

Bu bölgede bulunan Hindu Kuş dağları kurak-çıblak durumdadır. Yalnız dağların arasında kalan topraklar yeşilliktir. Geçmişte Bamiyan İpek yolunda bir önemli durak idi. Yirminci yüzyılda ise, kışın dışa kapalı, ekim dikimin de altı ay sürdüğü, kışın en sert geçtigi bir bölge durumundadır.

Bamiyan’ın şimdiki yöneticisi / ilbeyi Habiba Sohrabi adında kırksekiz yaşında bir bayandır.

Hazaralar’a Kabul yönetiminde yeterince yer verilmediği için Karzai yönetimi, Hazaralar için yol yapımı, su ile elektirik getirilmesi konusunda bir adım atmamaktadır.

Hazaralar’ın dışında bulunan Özbek ile Türkmen Türkleri Afganeli’ in % 11 aşmaktadırlar. Hazaralar ise doğru dürüst sayımlara katılamamışlardır. Çünkü onlar müslüman kesime göre ” kafir” dirler. Onlarda kendilerini belgelere bir Hazara olarak yada yahudi Türk’ü olarak yazdıramıyorlar idi.

Türkler’in bilgilerine sunulur.

Hazaralar’ın geçmişleri ile ilgili bilgiler gelecek sayımızda sunulacaktır.

L. Uzel,

19-6-2006, Türk Bilimci


[1]  Karaylar’ ın dillerini yaşatabilmek için bir tek kaynakları yoktu. Bir tek yazılı eserleri yoktu. Üstelik Rus yönetimi Karaylar kendilerini Rus olarak yazdırırlarsa iş yada aş veriyor idi. Karayların yazıli belgelerde az ulus görükmelerinin nedeni budur. Dillerini unutmalarının nedenide, dillerini oğrenecek bir tek olanakları yoktu. Bu yüzyıllar boyunca böyle sürmüştür.

[2] Keŋesbay Musayev, 1960-1970 yıllarında Karayımlar’ın dillerini incelemiş, sözlüklerinin yapımında da kömekleşmiştir. Alma-Ata / Kazakeli

[3] Bizakov Seydin, Türik Telekeyi, Alma-Ata-1998

www.LokmanUzel.wordpress.com

Resim

KAYNAKÇALAR:www.nihalatsiz.com, http://www.elbirligi.com, http://www.turkcu.net, http://www.lokmanuzel.com

Bu site ülkücü Lokman Uzel’i seven gençlerce açılmıştır. (ETKO)

KÜRŞAT KARACABEY (gizli örgütün Ankara sorumlusu)

KÜRŞAT KARACABEY (gizli örgütün Ankara sorumlusu)

Görsel

Büyük Türkçü KÜRŞAT KARACABEY (gizli örgütün Ankara sorumlusu) yukarda görüldüğü gibi görevini yapıyor. Nedir bu görev?

Görev: MHP dağıtılacak, Türkeli dernekleri dağıtılacak, Türkçüler Derneği İzmir kapatılacak. Veli Küçük, böyle istiyordu. Onun için KÜRŞAT KARACABEY (gizli örgütün Ankara sorumlusu) olarak, Erce Anıl Başıbüyük’ünde içlerinde bulunduğu örgüt üyelerine buyruklar veriyordu. Kim onun verdiği buyrukları dinlemezse ellerine Emekli subayların verdiklari yayınlarla (www.turkcu.net), (www.nihalatsiz.org) saldırıyorlar, kişileri kötüleyici aşağılayıcı bütün yazıları yayınlıyorlardı. O günler, emekli askerlerin güneşli günleri idi.

Kendisine nedir bu yaptıkların denilincede, “-Ben yaşlı başlı birisiyim, internetten anlamam, Erce Anıl Başıbüyük (Kemal Aksungur) lada aram açık” diyordu.

Bu konuşmanın olduğu günün gecesi Erce Anıl Başıbüyük (Kemal Aksungur) la birlikte yemek yeyip, yeni buyruklar veriyordu. Kürşat Karacabey: Erce Anıl Başıbüyük (Kemal Aksungur)’a “Arkanda ben varım, korkma” diyordu.

Oda korkmadı. Yılmadı. MHP’ye saldırdı. Lokman Uzel’e saldırdı. Önüne gelene saldırdı. İyide onlar, bütün bunların gizli kaldığına da inanmışlardı:)))

İnternet ellerindeki tek silahlarıydı. Kara propaganda ile Lokman Uzel başkanımızı susturacaklarını sandılar. Bunlara salak denmezde ne denir?

LUKKO